Atlantik'i Geçen İlk Kadın Pilot Amelia Earhart
- Bir Adım Sonrası
- 9 Eki 2023
- 6 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 25 Oca

Bu blog yazımızı podcast olarak dinlemek istersen burayı ziyaret edebilirsin.
Bu yazıda, erkek egemen dünyada yaptıkları ile harikalar yaratan kadınlardan birinin ilham dolu hikayesini sana anlatmak istiyoruz: Amelia Earhart. O, hayatının her döneminde ona dayatılan kalıplara uymayı reddedip her zaman kendi kurallarını yazan bir kadın oldu.
Earhart’ın hayatını yakından bilmiyor olsan da mutlaka adı kulağına çalınmıştır. Dizilerde, filmlerde birçok defa adı ve hala çözülmemiş olan ölümünden bahsediliyor. Hatta, eğer sıkı bir Friends izleyicisiysen, Ross’un hayattaki en büyük isteklerinden birinin Amelia Earthart’ın başına ne geldiğini keşfetmek olduğunu hatırlıyorsundur! Ross’un isteği ne yazık ki hala gerçekleşmedi, Earhart’ın 1937’deki gizemli kayboluşunun arkasındaki sır perdesi çözülmedi. Hadi, gel Ross’un neden bir Amelia Earhart hayranı olduğunu beraber keşfedelim.
Amelia Earhart Kimdir?
Amelia Earhart hayatı ve kariyeri, havacılık tarihinin en önemli isimlerinin başında geliyor. Kadın havacıların sayısının bir elin parmaklarını geçmeyecek bir dönemde, uçmayı hayatının merkezine alıp ölümünden onlarca yıl sonra hala bu sektördeki kadınlara ilham olmaya devam ediyor.
24 Temmuz 1897’de Amerika Birleşik Devletleri’nin Kansas eyaletinde doğan Amelia Mary Earhart, çocukluğundan itibaren ona çizilen sınırların içinde kalmayı reddetti. İki yaş küçük kız kardeşi Pidge ile dışarıda oynamaya, ağaçlara tırmanmaya, yani macera yaşamaya olan tutkusu çocuk yaşta başladı. 10 yaşındayken ailesi ile gittiği bir karnavalda, babasının tüm ısrarlarına rağmen gördüğü uçakla ilgilenmedi bile. Hatta daha sonra bu anı “pas içerisinde kablo ve odun yığınından oluşan, hiç de ilgi çekici olmayan bir şey” olarak hatırlıyordu. Yani Earhart’ın ilk anısı, bu tarz hikayelerde sıkça rastladığımız klasik bir ilk görüşte aşk hikayesi değil. Earhart’ın çocukluğundaki ilginç bir anı ise belki kendi adının da o listeye gireceğini hayal ederek kendi alanlarında ilklere imza atmış kadınlarla alakalı bilgileri ve haberleri topladığı bir defterinin olması.
Ailesinin yaşadığı problemler sonucunda ergenlik yıllarında Chicago’ya taşınan Earhart, dönemine göre radikal bir kararla gitmek istediği liseyi kendisi seçti. Buradaki en önemli kriteri ise gideceği lisenin iyi bir bilim eğitimi sunması ve iyi bir laboratuvarın olmasıydı. 1917’de liseyi bitirdikten sonra üniversiteye başlasa da eğitimini tamamlamadı. Birinci Dünya Savaşı’nın başladığı dönemde Kanada’da yaşayan kız kardeşini ziyaret ettiğinde yaralanıp eve dönen birçok askerin sorunlarından etkilenerek hemşirelik eğitimi almaya karar verdi. Kızıl Haç’a katılıp Toronto’daki Spadina Askeri Hastanesi’nde hemşire olarak göreve başladı. Burada geçirdiği sürede, savaştan dönen askerlerin uçaklarla olan hikayelerini büyük bir ilgiyle dinledi, uçmaya duyduğu ilgi de burada başlamış oldu.

İlk Uçuş
Dinlediği hikayelerle uçmaya karşı ilgisi giderek artan Earhart, Toronto ve çevresinde tüm uçuş karnavallarına katılmaya başladı. 1920 yılında ise babasıyla katıldığı bir etkinlikte, babasından uçuşlardan birine yolcu olarak katılıp katılamayacağını sormasını rica etti. Ertesi gün, Birinci Dünya Savaşı’nda yaptığı uçuşlarla ünlenmiş bir pilot olan Frank Hawks ile ilk uçuşunu yaptı. Pist, gerilerinde kaldığı an Amelia’nın hayatı değişti, dünyaya uçmak için geldiğine ikna oldu.
Uçuş eğitimleri için Neta Snook ile anlaşan Earhart, bu dersleri ödeyebilmek için pek çok farklı işte çalıştı. Farklı işlerde çalıştı derken ciddiyiz; kamyon şoförlüğü bile yaptı. Amatör fotoğrafçılık, yerel telefon şirketinde stenograflık gibi kısa süreli işlerde çalışarak hem dersler hem de almak istediği uçak için gereken parayı biriktirmeyi başardı. Evet, yanlış okumadın… Uçak almak için yazıyor. Şu an düşündüğümüzde ne kadar çılgınca gelen bir durum olsa da havacılıkla ilgilenen birçoğunun o dönemde kendilerine ait uçakları oluyordu.
Amelia Earhart’ın bu meslekle ilgilenen ilk kadın olduğunu söyleyemeyiz ama ufak bir komuniteye ait olduğunu söylememiz yanlış olmaz. Geleceğinde daha birçok ilke imza atacak Earhart, 16 Mayıs 1923’te pilot lisansını aldığında bunu başaran on altıncı ABD vatandaşı kadın oldu. Lisansını almadan birkaç ay önce ise ilk rekorunu kırdığını da atlamayalım, 1922’de 14.000 Ft ile kadın irtifa rekorunu kırdı. Üne kavuşması ise birkaç yıl sonra gerçekleşti.
Her Şeyin Başlangıcı: Atlas Okyanus’u Uçakla Geçen İlk Kadın
Amelia Earhart adının her Amerikan tarafından bilinmesinin hikayesine sıra geldi. Aslına bakılırsa olayların tesadüf eseri geliştiğini söyleyebiliriz ama önce netleştirmemiz gereken bir konu var. Earhart, 1928 yılında Atlas Okyanusu’nu geçen ilk kadın oldu ancak uçağı o kullanmıyordu. Çabasına hayran olduğumuz bu kadın, birkaç yıl sonra kendi kullandığı uçakla da Atlas Okyanusu’nu geçerek rekorunu bir nevi tazeledi. Bu ana gelmeden önce 1928’e geri dönelim, hadi.
Earhart, 1928 yılında hayatını değiştirecek bir soruyla karşı karşıya kaldı: “Atlantik’i uçarak geçmek ister misin?”. İlk etapta uçakta yer alması planlanan Amy Guest, son dönemlerde meydana gelen uçak kazalarından ötürü uçuşa katılmaktan vazgeçmişti ama yerine başka bir kadının gelmesini istiyordu. Bu rekor için uygun bir isim arayışının sonunda oklar kahramanımızı gösteriyordu. Earhart, 17 Temmuz 1928’de Wilmer Stultz ve Louis Gordon ile beraber 20 saat 40 dakikalık yolculuğuna başladı ama Atlantik üzerinde uçağın kontrolünü hiç almadı. Galler’e iniş yaptıktan sonra Southampton İngiltere’ye kadar, yani yolculuğun son ayağında, uçağı kullanma şansını yakaladı. Bu tarihi anın ardından, menajeri ve gelecekteki eşi George P. Putnam’ın da büyük katkılarıyla, adını tarihe yazdıran en ünlü kadın pilotlardan biri haline geldi.

Yeni Rekorlar Ufukta Göründü
Earhart, kariyerinde ilerlemek için Putnam’ın etkileyici pazarlama stratejileri uygulamaya karar verdi. Bu kararının arkasında en önemli sebeplerden biriyse uçmaya devam etmek için ihtiyacı olan finansmanı yaptığı anlaşmalarla karşılayabilecek olmasaydı. Mad Men izlemiş herkesin aklında yer etmiş bir sigara olan Lucky Strike, kadın ve spor giyim markaları gibi farklı markalarla iş birlikleri yaptı. Yani, bir nevi ilk influencerlardan biriydi Earhart. Bu konuyu bir başka yazımızda daha yakından irdeleyebiliriz, ne dersin?
Earhart için Atlas Okyanus’u geçen ilk kadın olmak yeterli değildi, çünkü bahsettiğimiz gibi pilotluk yapmadığı için kendini bir “patates çuvalı”ndan farklı görmüyordu. Bu yüzden de 1932 yılının mayısında Charles Lindbergh’ten sonra Atlas Okyanusu’nu durmadan, tek başına geçen ikinci; bunu yapan ise ilk kadın oldu. Bu uçuş ona aynı zamanda bu yolculuğu iki kez yapan tek kişi olma özelliğini de kazandırdı. Atlas Okyanusu’nu tek başına geçen ilk kadın olması dünya çapında ilgi çekerken Earhart, yeni bir rekor denemesine hazırlanıyordu. 1932’in Ağustos ayında, Amerika kıtasını da, Los Angeles’tan New Jersey’e aralıksız uçarak geçen ilk kadın oldu.
Amelia Earhart Nasıl Kayboldu?
Kariyerinin en yüksek noktasında, Earhart’ın aklında yepyeni bir rekor vardı: Dünya etrafında ekvator çevresinde uçarak en uzun uçuşu tamamlamak. Ondan önce de Dünya’yı dolaşan uçuşlar yapılmıştı ama onunki en uzunu olacaktı. Earhart’ın çocukluğundan beri maceracı bir ruhu olduğu biliyoruz, bu macerası ise en büyüğü olacaktı. Bu isteği pek çok isim tarafından eleştirilse bile isteğinden vazgeçmedi, Lockheed Electra isimli uçağını bu yolculuğa hazır hale getirmeye başlamıştı bile.
Üç kişilik ekibi ile ilk denemesine Mart 1937’de California’dan havalanarak başladı ancak yolculuk başlangıcından itibaren Lookheed Electra’da çeşitli problemler yaşadıkları için denemeyi yarıda bırakmak zorunda kaldılar. İkinci deneme ise Lockheed Electra tamir edildikten sonra 1 Haziran 1937’de başladı. Bu sefer uçakta sadece Earhart ve navigasyondan sorumlu Fred Noonan vardı. İlk denemedeki rotalarının tersine, bu sefer doğuya doğru hareket ettiler. 29 Haziran’da yolculuklarının büyük kısmını tamamlamış olarak Yeni Gine’ye ulaştılar. Burada geçirdikleri birkaç günlük molanın ardından 2 Temmuz’da yolculuğa devam etmek için kokpitte yerlerini aldılar. Bu, Amelia Earhart’ın son görülüşüydü. ABD Başkanı ve arkadaşı Roosevelt’in emriyle bölgede büyük bir arama çalışması yapılsa da ne Earhart’tan ne de Noonan’dan bir daha haber alınamadı ve 19 Temmuz’da kayıp ilan edildiler.
İkilinin başlarına neler geldiğine dair onlarca teori var. Bunlardan en güçlüsü ise uçakta yaşanan bir arıza sonucu yakındaki bir adaya düşmeleri ve burada çaresizce kurtarılmayı bekledikleri yönünde. Bu konuda daha fazlasını öğrenmek istersen pek çok yabancı kaynak bulabileceğini belirtip neden Amelia Earhart hakkında konuştuğumuza geçelim.

Amelia Earhart’ın Mirası
Amelia Earhart, kırdığı rekorlarla sık sık gazetelerin manşetlerinde belirse bile bundan çok daha fazlasını yapıyordu. Kazandığı ünü ve etkiyi, kendisi gibi bu alana aşık olan diğer kadınlarının da eğitimi ve kariyeri için kullanmaya devam etti. Ülkenin dört bir yanını dolaşıp havacılığa olan tutkusu hakkında konuşmalar yaptı, bu alanda dersler verdi. Kadın pilotların birbirlerine destek olması için “The Ninety-Nines” (Doksan Dokuzlar) isimli bir organizasyonun kuruluşuna liderlik etti. Ülkenin farklı yerlerinde yapılan uçuş müsabakalarına kadın pilotların da katılması için çabaladı ve 1929’da sadece onların katıldığı bir etkinlik düzenledi.
ABD’nin dört bir yanını dolaşarak yaşadığı deneyimi anlatan Earhart, bu anları “The Fun of It” isimli bir kitapta topladı. Yaşamı boyunca bu listeye iki kitap daha ekledi. Yaptığı gezilerdeki konuşmalarında, kadınları yüksek eğitimlerini tamamlamaları, özellikle “erkek mesleği” olarak görülen mühendislik, doktorluk, havacılık gibi alanlarda çalışmaları konusunda teşvik etti. Eğitimlerini tamamlayana, ekonomik özgürlüklerini kazanana kadar evlenmemeleri, kendi ayaklarının üzerinde durmak için her şeyi yapmalarını tavsiye etti. Tekrar hatırlatalım, bunların hepsini 1920’li ve 1930’lu yıllarda yaptı.
Earhart, hayatı, karakteri ve başarılarıyla birçok kişiye ilham olmaya devam ediyor. Yaşamının ne kadar büyük bir ilham kaynağı olduğunun Apple da farkındaydı, 1997’deki “Think Different” reklam filminde yer alan isimlerin arasında onu da görebilirsin.
Amelia Earhart’ın ilham verdiği yüzbinlerce kadından biri de hepimizin gurur duyduğu en başarılı Türk kadınlarından biri Sabiha Gökçen. Sabiha Gökçen’in hikayesini de bizden okumak ve dinlemek istersen takip etmeye devam etmen yeterli!
Comments