Neden Bazı İnsanlar Kafelerde Çalışmayı Sever?
- Bir Adım Sonrası
- 20 May 2022
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 29 Ağu 2022

İdeal çalışma ortamı nasıl olmalı sorusuna cevap veren bir sürü içeriği ufak bir araştırmayla bulabilirsin. Fakat, bu içeriklerin çoğunda göz ardı edilen bir konu var; en iyi çalışma ortamının herkes için aynı olmaması. Hemen Bir Adım Sonrası ekibinin çalışma alışkanlıklarından örnek verelim; bu projeye dair neredeyse bütün çalışmamızı dışarıda yaptık. Bu konuda yalnız da değiliz, gittiğimiz her yerde bizim gibi harıl harıl çalışan, belli ki verimli anlar yaşayan kişilere rastlıyoruz. Peki, neden bazı insanlar dışarıda çalışmayı bu kadar seviyor? Hadi gel, bu soruyu cevaplamaya çalışalım.
Çünkü; tebdili mekanda ferahlık vardır!
Özellikle pandemi döneminde ev ile iş arası mesafe çoğumuz için yatak odasında salona haline gelmişti. Tam bu noktada, önlemlerin de hafif hafif azalmasıyla dışarıda çalışmak cazip bir durum haline geldi. Tabii ki, pandemiden önce de birçoğumuz ev ve ofis harici yerlerde çalışmayı seviyordu ama pandemi ile sayımız arttı diyebiliriz.
Çünkü; gelsin kahveler gitsin çaylar!
Biliyoruz ki, evde hepimizin gün içinde düşündüğü bir şey var: “Ah keşke bir kahve olsa da içsem!”. Bunun devamında bir üşenme hali olması ya da “Şu maili de atayım da öyle giderim”cilik ama beş mail sonra halen aynı yerde olmak çok normal. En sevdiğin mekanlarda çalışmanın en keyif veren yanlarından biri de tam olarak bu. Canın bir şeyler içmek ya da yemek istediğinde dikkatin dağılmadan ve ilham perilerini kaçırmadan bunu yapabilirsin.
Çünkü; ne yapacağın belli!
Dışarıda çalıştığında hedeften şaşma ihtimalini azaltıyorsun, çünkü uzun süreli dikkatini dağıtacak daha az şey oluyor. Evet, yan masaya oturan kişinin bilgisayar markasını çözmeye çalışabilirsin ya da karşı masadaki dedikoduya kulak verebilirsin ama sonunda tekrar işine dönmen daha kolay olabilir. Evde veya ofiste yapman gereken işi yapmak yerine bulaşık makinesini çalıştırmaktan arkadaşlarla uzun bir kahve molasına bir sürü küçüklü büyüklü dikkat dağıtıcı var. Dışarıda çalıştığında hedefinden uzaklaşmana sebep olacak şeyleri azaltarak sadece yapman gerekene daha kolay odaklanabilirsin, üstelik evde veya ofiste yapacağından daha kısa sürede de yapabilirsin.

Çünkü; sosyalleşerek çalışmak için harika bir fırsat!
Bir kafede tek başına çalışıyor olsan bile aslında yalnız değilsin. Senin gibi tek çalışan insanların yanı sıra oturduğun mekanın çalışanları ile sohbet edebilir, sosyal ağını geliştirebilirsin. Üstelik tek başına çalışmak zorunda da değilsin, arkadaşlarınla beraber dışarıda keyifli bir çalışma randevusu yapabilirsiniz. Ki, bizim favorimiz tam da bu! Sohbet etmek, kafanı dağıtmak istediğinde kulaklığını çıkarman yeter. Belki tam olarak bu dürtü yüzünden pandemi döneminde YouTube’da pek çok hesap Study with Me (Benimle Çalış) videoları paylaştı.
Çünkü, Harry Potter da bir kafede yazıldı!
Bir kafede çalışmanın yaratıcılığı arttırdığı çok dile getirilir, bizim de buna bir kanıtımız var. J.K. Rowling de Harry Potter’ın bazı bölümlerini Edinburgh’daki The Elephant House’da yazmış! Lakin bu konu bir miktar tartışmalı, bu kafe yıllar boyunca “Harry Potter’ın doğduğu yer” olarak reklam yapıp ziyaretçi çekmiş, ama Rowling, 2020’de bunun tamamen doğru olmadığını açıklamış. Söz konusu kafeye gidişinden yıllar önce Harry Potter’ı yazmaya başladığını açıklayan Rowling, serinin bir kısmını orada yazdığını da belirtmiş. O yüzden kanıtımız hala geçerli!
Neden insanlara bir kafede çalışmanın cazip geldiğini kurcaladık ama merak etme, bu konu burada bitmedi. “Kafede çalışma” ve “yaratıcılık” hakkında kafamızda birkaç soru daha var, bunları da beraber keşfedelim diyoruz, ne dersin? Ee, o zaman mini serimizin devamı için bizi takip etmeyi unutma, bir sonraki adımda görüşürüz!


Yorumlar